Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol

 

 Atatürk ve Demokrasi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administrator
Administrator
Admin


Cinsiyet : Erkek
Nerden : http://twitter.com/ErenAlg
Yaş : 38
Mesaj Sayısı : 13679
Başarı : 1482582
Rep Gücü : 7771

Atatürk ve Demokrasi Empty
MesajKonu: Atatürk ve Demokrasi   Atatürk ve Demokrasi I_icon_minitime14/1/2010, 20:12

Atatürk ve Demokrasi

Atatürkçü düşünce sistemi, temel araç
olarak Türkiye’de milli,laik,güçlü ve çağdaş bir devlet kurmaya
yönelmiştir Demokrasi ilkesi, Atatürkçü düşünce sisteminin
Cumhuriyetçilik,milli egemenlik ve halkçılık gibi diğer temel
ilkeleriyle de çok yakından ilişki içindedir Gerçekten halkçılık ilkesi
çoğu zaman siyasal demokrasi ile anlamdaş olarak kullanılmıştır Bununla
birlikte Atatürkçü siyasal rejimin gelişme süreci içinde halkçılığın
egemen anlamı, siyasal demokrasi olmuştur.
Atatürk, Medeni Bilgiler
kitabına esas olan notlarında da halkçılıkla demokrasi prensibi ni aynı
anlamda kullanmıştır. Bu prensibe göre: “İrade ve hakimiyet, milletin
tümüne aittir ve ait olmalıdır.Demokrasi prensibi, milli hakimiyet
şekline dönüşmüştür.. Demokrasi esasına dayanan hükümetlerde hakimiyet,
halka, halkın çoğunluğuna aittir.Demokrasi prensibi,hakimiyetin
millette olduğunu , başka yerde olmayacağını gerektirir.Bu suretle
demokrasi prensibi, siyasi kuvvetin, hakimiyetin kaynağına ve
meşrutiyetine temas etmektedir.”
Halkçılık (veya demokrasi) ilkesi
ile milli egemenlik arasında çok yakın ilişki olduğuna şüphe
yoktur.Daha doğrusu, halkçılık, milli egemenlik ilkesinin tabii ve
zorunlu bir sonucudur.Egemenliğin millette olduğu bir devlette hükümet
sisteminin de elbette halkın kendi kendini yönetmesi, yani demokrasi
olması gerekir.Atatürkçülük, sadece hükümdarın kişisel egemenliğini
yıkmayı değil, onun yerine halk yönetimini yani demokrasiyi geçirmeyi
amaçlamıştır.Atatürkçü düşünce sisteminde milli egemenliğin halkçılık
ilkesiyle tamamlanması, ona demokratik içeriğini kazandırmıştır.
Atatürk
demokrasi deyimini asıl anlamından saptırarak veya ona değişik
içerikler yükleyerek değil, tam tersine, gerçek ve geleneksel
anlamında, yani hürriyetçi siyasi demokrasiyi ifade etmek üzere
kullanmıştır Atatürk bu konuda şöyle demektedir Demokrasi esas
itibariyle siyasi mahiyettedir.Demokrasi bir sosyal yardım veya bir
iktisadi teşkilat sistemi değildir.Demokrasi maddi refah meselesi de
değildir…Bizim bildiğimiz demokrasi, bilhassa siyasidir; onun hedefi
milletin idare edenler üzerindeki murakabesi sayesinde siyasi hürriyeti
temin etmektir
Atatürk’ün halkçılıktan kastettiği şeyin,
geleneksel anlamda hürriyetçi siyasi demokrasi olduğu, kendisinin
hürriyetin önemine ilişkin şu görüşlerinden de açıkça anlaşılmaktadır.
Atatürk’e göre ferdin birinci hakkı, tabii yeteneklerini serbestçe
geliştirebilmesidir.Bu gelişmeyi temin için ise, en iyi vasıta, ferde
başkalarının benzer haklarına zarar vermeksizin, tehlike ve zarar
kendine ait olmak üzere, ona kendi kendini istediği gibi sevk ve idare
etmeye müsaade etmektir.
Kişi ve toplum hayatında büyük önem taşıyan
hürriyet mutlak anlamıyla anlaşılmaz.Söz konusu olan hürriyet insan
hürriyetidir.Bu sebeple, ferdi hürriyeti düşünürken, her ferdin ve
nihayet bütün milletin ortak menfaatinin ve devlet varlığının göz
önünde bulundurulması gerekir.Anlaşılıyor ki ferdi hürriyet mutlak
olamaz.Başkalarının hak ve hürriyeti ve milletin ortak menfaati ferdi
hürriyeti sınırlar.
Atatürkçü düşünce sistemi içinde demokrasi ile
eş anlamlı olarak kullanılan halkçılık, milli mücadele yıllarının ve
özellikle T.B.M.M. nin demokratik Atmosferi içinde gelişmiştir.Birinci
T.B.M.M (1920-23) tarihi görevini tamamlayıp, seçimlerin yenilenmesiyle
İkinci Dönem T.B.M.M oluştuktan sonra da, yeni Türk Devleti’nin siyasi
rejiminin demokratik bir rejim olması kararı devam etmiştir.Atatürk, bu
dönemdeki çeşitli beyanlarında demokratik rejime olan inancını
tekrarlamıştır.
Nitekim bu ortam içinde, 1924 Kasımında Halk
Fırkası’ndan ayrılan bir gurup milletvekili Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası adı altında bir muhalefet partisi kurmuşlardır.Ne yazık ki bu
çok partili hayat denemesi fazla uzun sürmemiş 1925 Şubatında doğu
illerinde çıkan Şeyh Sait isyanının çok ciddi boyutlara ulaşması
üzerine olağanüstü tedbirler alma gereği duyulmuş; 4 Mart 1925 tarihli
Takrir-i Sükun Kanunu hükümete geniş yetkiler vermiş; Kurtuluş Savaşı
sırasında çalıştırılmış, fakat daha sonra kaldırılmış olan olağanüstü
İstiklal Mahkemeleri yeniden kurulmuştur Bu tedbirler arasında,
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da 3 Haziran 1925 tarihinde Bakanlar
Kurulu kararıyla kapatılmıştır.
Atatürk, 1930 yılında çok-partili
hayata geçmeyi tekrar denemiş, bu amaçla eski Başbakanlardan Paris
Büyükelçisi ve kendi yakın arkadaşı Fethi(Okyar) Bey’e bir muhalefet
partisi kurmayı telkin etmiştir.Serbest Cumhuriyet Fırkası adı altında
12 Ağustos 1930 tarihinde, Atatürk’ten teşvik ve yardım
görmüştür.Partinin kuruluşu üzerine Fethi Bey’e yazdığı şu mektup onun
demokrasi hakkındaki görüşlerini belirtmesi bakımından önemlidir Büyük
Millet Meclisi’nde ve millet önünde millet işlerinin serbest münakaşası
ve iyi niyet sahibi zatların ve fırkaların düşüncelerini ortaya koyarak
milletin yüksek menfaatlerini aramaları, benim gençliğimden beri aşık
ve taraftar olduğum bir sistemdir… Memnuniyetle tekrar görüyorum ki
laiklik esasında beraberiz.
Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı
olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur…Cumhurbaşkanı
bulunduğum müddetçe Cumhurbaşkanlığının bana verdiği yüksek ve kanuni
vazifeleri hükümette olan ve olmayan fırkalara karşı adilane ve
tarafsız ifa edeceğime ve laik cumhuriyet esası dahilinde fırkanızın
her nevi siyasi faaliyet ve cereyanlarının bir engele uğramayacağına
emniyet edebilirsiniz efendim
Ancak bu derece iyi niyetlerle
girişilen Serbest Cumhuriyet Fırkası denemesi de sadece üç Ay
sürebilmiştir Serbest Fırka liderlerinin Atatürk’e ve inkılaplarına
tartışmasız bağlılıklarına rağmen inkılapların toplumca benimsenip
yerleşmesi için gerekli zamanın henüz geçmemiş olması sebebiyle
inkılaplara karşı olan bazı unsurların Serbest Fırka’ya sızmaya
çalıştıkları görülmüştür.Bunun doğurduğu siyasi sertleşme ortamı içinde
Serbest Cumhuriyet Fırkası, şartların kendilerini Atatürk ile karşı
karşıya getirme ihtimali taşıdığını görerek, kendisini feshetmeye karar
vermiştir.
Gerçekten üç aylık Serbest Fırka denemesi bir yana
bırakılırsa Türkiye 1925 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın
kapatılmasından,1945 sonlarında çok-partili rejime geçene kadar bir
tek-parti rejimi ile yönetilmiştir Ancak bu rejim totaliter ve dogmatik
ideolojilere dayanan Faşist ve Komünist tek-parti sistemlerinden
temelde farklıdır.Türkiye’de bir tek-parti olgusu mevcut olmuş fakat
tek-parti ideolojisi veya doktrini mevcut olmamıştır.Diğer bir deyimle
Türkiye’de tek-parti, sürekli ve arzulanır bir model olarak
meşrulaştırılmamış; aksine, zorunluluklar sebebiyle başvurulan ve
zamanı geldiğinde yerini çoğulcu demokrasiye bırakacak olan bir geçici
bir rejim olarak görülmüştür. Çok-partili siyasi demokrasi, bu alanda
yapılan denemelerin de gösterdiği gibi, erişilmesi gerekli bir ideal
olarak muhafaza edilmiştir.
Atatürk’ün tek-parti sistemini Türkiye
için sürekli bir ideal olarak değil Türkiye’nin belli bir aşamasında
zorunlulukların ortaya çıkardığı geçici bir dönem olarak gördüğü
,Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş hazırlıklarının yapıldığı
günlerde söylediği şu sözlerden çok iyi anlaşılmaktadır Cumhuriyet Halk
Fırkası’nın esas prensibi memleket ve milletin gerçek selamet ve
saadetini temine çalışmaktır ve amaca götüren yol bence budur ve
bellidir Oda Cumhuriyet’i güçlendirme ve sağlamlaştırma ile beraber
fikri ve sosyal inkılapta ve medeniyet ve yenileşme yolunda milletin
azimle ve başarıyla yürümesini sağlamaya yol göstermektir.
Bu
belli olan ve fakat şüphesiz yorucu ve uzun olan yolun yolcuları
başlangıçtan sona kadar bir hizada ve aynı zamanda aynı yorgunluk
derecesinde yürümeyebilir ve bu takdirde düşünce ve tedbirleri arasında
fark olabilir. Fakat yoldan sapmamaları genel hedeften gözlerini
ayırmamaları esas amacı ihlal etmemeleri lazım gelir.Bugün belli olan
yolun başında bulunuyoruz.Henüz düşünceleri etkileyecek kadar yol
alınmış değildir Görüşler gerekli ölçüde açıklık kazanmalıdır
Ondan
evvel tefrika fikri alelade fırkacılıktır ki memleket ve milletin huzur
ve güven şartları henüz böyle bir tefrikaya yol açmaya elverişli
değildir, efendiler Yine Atatürk Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın
kendisini feshetmesini takip eden aylarda, aynı yönde olarak, şunları
söylemiştir: “Milletin tarihinde bazı devirler vardır ki, muayyen
maksatlara erebilmek için maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini
bir araya toplamak ve aynı istikamete sevk etmek lazım gelir. Yakın
senelerde milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin mühim
neticelerini idrak etmiştir.Memleketin ve inkılabın içeriden ve
dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı masuniyeti için bütün
milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır…
Aynı cinsten olan kuvvetler müşterek gaye yolunda birleşmelidir
Serbest
Fırka denemesinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra da demokrasi
yolunda bazı girişimlerde bulunulmuştur.Mesela 1931 ve 1935
milletvekili seçimlerinde, bazı milletvekilleri için Cumhuriyet Halk
Fırkası tarafından aday gösterilmeyerek, bu Sandalye bağımsız adaylara
bırakılmıştır.Cumhuriyet Halk Fırkası’nın gerek 1927 Kongresi’nde kabul
edilen program beyannamesinde, gerek 1931 Kongresi’nde kabul edilen
programında tek dereceli seçime geçilmesi bir hedef olarak
belirtilmiştir.1931 programı bu konuda aynen şöyle demektedir Bir
dereceli intihabı tatbik etmek yüksek emellerimizdendir.Ancak
vatandaşı, seçeceğini tayıyabilek vasıflar, şartlar ve vasıtalarla
donatmak gerekir.Bunun sağlanması hususundaki çalışmaların istenen
sonucu vereceği Güne kadar vatandaşı, yakından tanıdığı ve güvendiği
insanları seçmekte serbest bırakmayı demokrasinin hakiki icaplarına
daha uygun buluruz
Türkiye, bir tek-parti sisteminin, savaş, işgal
ihtilal darbe vs. gibi zora dayanan bir kesinti olmaksızın, kendi evrim
kanunları uyarınca bir çoğulcu demokrasiye dönüştüğü pek az örnekten
biridir. Bunun temel sebebi de, Atatürkçü dünya görüşünün demokratik
karakteridir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.pvpserverler.org
 
Atatürk ve Demokrasi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar :: Pvpserverler Forum Aktüel :: Atatürk Köşesi-
Buraya geçin: