Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol

 

 Atatürk ve Yazım

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administrator
Administrator
Admin


Cinsiyet : Erkek
Nerden : http://twitter.com/ErenAlg
Yaş : 38
Mesaj Sayısı : 13679
Başarı : 1482582
Rep Gücü : 7771

Atatürk ve Yazım Empty
MesajKonu: Atatürk ve Yazım   Atatürk ve Yazım I_icon_minitime14/1/2010, 20:14

Atatürk ve Yazım



A. Dilâçar

Atatürk
1928 yılı Eylülünde İstanbul’dan ayrılarak arka arkaya Samsun, Amasya,
Sivas ve Kayseri kentlerinde halk arasında Latin alfabesi konusunda
araştırmalarda bulunmuş ve 21 Eylülde Ankara’ya dönmüştür. 26 Eylülde
de “Vekâlet” Müsteşarları, yani Türk yazısı konusunu görüşmek üzere
“Maarif Vekâletinde” toplanmışlar ve 3 Kasımda “Yeni Türk Harflerinin
Kabulü” konusundaki 1353 sayılı yasa “Resmi Gazete”de yayımlanmıştır.


1
Aralık 1928’de gazete ve sokak levhaları yeni harflerle yazılmaya
başlanmış, 12 Aralık 1928’de de Dil Encümeni tarafından (eski ve yeni
harflerle) düzenlenen çift sütunlu XVII+371 sayfalık “İmlâ Lûgati”
yayımlanmıştır. Bu encümenin üyeleri Ahmet Cevat, Ahmet Rasim, Celâl
Sahir, Falih Rıfkı, Fazıl Ahmet, İbrahim Necmi, İbrahim Osman, İsmail
Hikmet, Mehmet Baha, Mehmet Emin, Mehmet İhsan, Ragıp Hulûsi, Ruşen
Eşref ve Yakup Kadri idiler. Bundan önce her hafta 5 formalık
fasiküller halinde yayımlanan ve 25.000 sözcüğü kapsayan bir “İmlâ
Kılavuzu” 29 Ekim ile 12 Aralık 1928 arasında tamamlanmıştır.


Bu
ilk “İmlâ Lûgati”nde açık olarak belirtildiği gibi “kelimelerin
yazılışının mümkün olduğu kadar fonetik olması”na çalışılmıştı. Buna
göre (b, d, g, v, c, z, j gibi) “yumuşak” (titreşimli) ve (p, t, k, f,
ç, s, ş gibi) “sert (titreşimsiz) denilen ündeş (samit) gruplar
arasındaki “benzeşme” olayına yazıda da yer verilmiş ve örneğin eski
harflerle yokdur biçiminde yazılanı yoktur; çiftci’yi çiftçi; esdi’yi
esti; rafdan’ı raftan; asdırmak’ı astırmak; ictima’yı içtima; ıztırab
sözcüğünü de ıstırap biçimine dönüştürmüşlerdir.


Ayrıca
sözcük sonundaki “yumuşak”lar da “sert”e çevrilmiştir. Kab yerine kap,
and yerine ant, özel adlarda Mehmed yerine Mehmet gibi. Yabancı asıllı
sözcüklerde, genel olarak, Türk sesbilgisine uymayan kimi okunuş ve
yazım hakları tanınmış ve örneğin harfın yerine harfin, ictimayı yerine
ictimai ve içtimai biçimlerine yer verilmiştir. Çekimde, sesli
uyuşmazları ve değişimleri yazımda da gösterilmiştir. gelmeyor yerine
gelmiyor gibi. Kimi sözcüklerin yazımı da söylenişe uyularak
kısaltılmıştır. Örneğin eczahane yerine eczane gibi ya da bütünüyle
değiştirilmiştir, örneğin mutbak yerine mutfak, “İmlâ Lûgati” anlam
birimi gösteren bileşik sözcüklerin bitişik yazılmasını istemiştir,
örneğin tavukgöksü, demiryolu, başkâtip, kırkayak, kalınkafa,
kaybolmak, zannetmek gibi.


Dil
Encümeni, okunuş bakımından, uzun sözcüklerin hecelenmesini,
kolaylaştırmak amacıyla “bağlama” denilen bir işaret, yani sözcüğün son
hecesini ayırt eden kısa bir çizgi kabul etmişti, gelmiş-tir de olduğu
gibi. Kısa bir deneme süresinden sonra Atatürk bir genelge ile yazımla
ilgili 4 değişiklik yapmıştır: 1. Soru takısı olan mi, mı; mü, mu
genellikle ayrı yazılır, fakat kendinden sonra başka ekler varsa
onlarla bitişerek yazılmalıdır, geldi mi? ve geliyor musunuz?, ben
miydim? gibi; 2. Bağlantı ilgeci olan ki “ve dahi” anlamına olan de, da
özerk sözcük olarak ayrı ayrı yazılır, örneğin gördüm ki geliyor, sen
de gel, o da gelsin gibi; 3. “Bağlama işareti” denen çizgi kalkmıştır.
Örneğin, eskiden demir-dir, Ahmet-le, gelir-ken, mert-çe, yarın-ki
yerine demirdir, Ahmetle, gelirken, mertçe, yarınki; 4. Farsça asıllı
sözcüklerdeki bağlama çizgisi de kalkmıştır; bileşim seslisi ilk
sözcüğün sonuna bitişir, örneğin hüsn-ü nazar yerine hüsnü nazar gibi.


Yine
aynı Encümen, Arap ve Fars asıllı sözcüklerin yazımında da “tecvid”e
kaçmamış yazımı yüklü bir duruma getiren (^), (’) imlerin
kullanılmasında önemli bir kısıntı yapmıştır. Örneğin, Dil Heyetinin
çıkardığı “Gramer”de îman, dârülfunûn, âli, ta’mir, tâma, te’min mebde’
yazımıyla geçen sözcükleri “Lûgat”te iman, darülfünun, âli, tamir,
tama/tamah, temin, mebde biçimlerine çevirmiştir. “Lûgat”in “düzeltme”
bölümünde kimi yazım biçimleri daha sadeleştirilmiştir, âza yerine aza
gibi; hükûmet, hükümet’e çevrilmeyerek olduğu gibi bırakılmış, tespit
sözcüğü tesbit’e; makpuz yazımı makbuz’a; mefküre, mefkûre’ye;
münderecat, mündericat’a; şura (meclis) de şûra’ya çevrilmiştir.


Ayrıca
yeni Türk alfabesinin kabulü günlerinde ince k gösteren kh bileşik
harfi de az sonra yalınlaşmıştır. Örneğin: vekhâlet vekâlet olmuş,
vakhit vakit, müstakhil müstakil, şevkh şevk, sevkh de sevk.


Bu “İmlâ Lûgati” 1941’e dek dairelerde ve okullarda 13 yıl kullanılmıştır.

İngilizcenin
yazımında bir bölüm sözcükler sesçil yazıma, bir bölümü ise geleneksel
yazıma uygun biçimde yazıya aktarılır. Bu niteliğiyle İngilizcenin
yazımı kolay sayılamaz, kimi dilcilerce çok eleştirilir.


Hollanda dilinin yazımında da sesçil yöntem uygulanmamaktadır.

Bu
kısa açıklamamız, yazım konusunun yalnız dilimiz bakımından değil,
genel olarak her dil için önemini, doğurduğu sorunları küçük ölçüde de
olsa yansıtmaktadır, kanısındayız. Hemen hepimiz, kimi sözcüklerin
yazımında zaman zaman duraksama geçirmekte, ya Yazım Kılavuzuna
bakmakta ya da kendimizce bir yol izlemekteyiz. Durum böyle olunca aynı
sözcük ya da sözcük öbeği değişik yerlerde başka başka biçimlerde
karşımıza çıkmakta, bir kargaşalık doğurmaktadır. Buna bir de kültür ve
öğrenim eksikliğinden, dile saygı eksikliğinden doğan özensizlik
eklenince durum daha kötü bir görünüm gösteriyor.


Bugüne
değin ve bugün harcanan çabalar, işte bu durumun düzeltilmesine
yönelmiştir. Dergide yer alan öteki yazılarda, bu çabalar üzerinde
durulmaktadır.


Kimi aksaklıklara ve
ters yöndeki tutumlara karşın Türkçenin yazımının 49 yılda önemli
gelişmeler geçirdiğini, birçok dilde rastlananın tersine, kısa bir süre
içinde bir yazım birliğine doğru olumlu adımlar atıldığını
söyleyebiliriz. Türk Dil Kurumunun bu konudaki katkısını kimse
yadsıyamayacaktır. Bugün de gözden uzak tutmamamız gereken aşağıdaki
noktaları yinelemek istiyoruz:


Yazım sorunu, dile saygının, dile özen göstermenin bir parçasıdır.

İleri
ülkelerin düzeyine erişme ve savaşı içinde olması gereken, her alanda
öğrenim görmüş yeni yeni kuşaklar yetiştirmek zorunda bulunan ulusumuz,
yazım konusunda titiz davranmaya alışmalı, kesin bir yazım birliğinin
sağlanmasına yardımcı olmalıdır.


Türk Dili, XXXV, sayı:307, 1977
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.pvpserverler.org
 
Atatürk ve Yazım
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar :: Pvpserverler Forum Aktüel :: Atatürk Köşesi-
Buraya geçin: