Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol

 

 Atatürk'ün Spor Politikası

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administrator
Administrator
Admin


Cinsiyet : Erkek
Nerden : http://twitter.com/ErenAlg
Yaş : 38
Mesaj Sayısı : 13679
Başarı : 1482582
Rep Gücü : 7771

Atatürk'ün Spor Politikası Empty
MesajKonu: Atatürk'ün Spor Politikası   Atatürk'ün Spor Politikası I_icon_minitime14/1/2010, 20:15

Atatürk'ün Spor Politikası
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden
günlerde o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil dünyanın en güçlü günlük
spor gazetesi olan ve Fransa'da yayınlanan "L'Auto" yayınladığı geniş
bir makalede Atatürk'ün spora verdiği büyük önemi uzun uzun överken şu
satırlara da yer verdi:
Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi
kılan devlet adamı o oldu. Yalnız Kağıt üzerinde ve nutuklarda değil
bunu bilfiil yerine getirdi. Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri
tesis ettirdi. Halkevlerinin spor kollarını bizzat mürakabe etti ve
milletin mukadderatına hakim olduğu Günden itibaren Türkiye'de spor
gittikçe artan bir önem ve değer kazandı..."
Atatürk gerçekten
dünyada beden eğitimini ülkesinde mecburi kılan ilk devlet adamıydı.
Hiç kuşkusuz onun "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözü de
oluşturduğu genç Türkiye devletinin geleceği için düşündüğü ana
esaslardan biriydi. Nitekim daha Cumhuriyetin ilanından önceki günlerde
hazırlanan hükümet programlarında da bunu bulmak ve görmek mümkündür.
18 Ağustos 1923 Tarihli Hükümet Programında Bu Konuda Şu Satırların Yeraldığı Dikkati Çeker
Maarifin
terbiyevi vazifelerinden birincisi çocukların terbiye ve talimi
ikincisi terbiye ve talibi üçüncüsü milli güzidelerin yetiştirilmesi
için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir. çocukların terbiye ve
talimi bittabil mektepler vasıtasıyla temin edilecek ve mekteplerin
asri tekemmulata mazhar olabilmeleri için muallimlerin daha iyi
yetiştirilmesine ve tatil zamanında açılacak derslerle tevsi-i malımat
etmelerine binaların islahına alat-ı dersiyenin ikmaline
çalışılacaktır.
Halkın talim ve terbiyesi için gece dersleri ve
çırak mektepleri tahsis olunacak halk lisanı ile halkın ihtiyacına
muvafık milli güzidelerin yetiştirilmesi için istidat ve kabiliyeti
tebarüz eden ve Ailesinin kudret-i maliyesi müsaid olmayan gençler orta
ve yüksek mekteplerde suret-i mahsusada himaye ve muavenete mazhar
olacakları gibi ihtisas peyda etmeleri için Avrupa'daki irfan
mekteplerine gönderileceklerdir. Muhtelif şuabat-ı ilmiye ferdin bedeni
ve fikri kabiliyetleri gibi Ahlaki ve içtimati kabiliyetleri de inkişaf
ettirilecektir. Bu maksada vusul için bir Terbiye-i Bedeniyye
Darülmualilmini açılacak izcilik teşkilatına ehemmiyet-i mahsusa
verilecek programlar ile mektepler teşkilatı tedricen içtimai esasata
tevcih olunacaktır..."
Nitekim hükümet programında bahsi geçen
"Terbiye-i Bedeniyye Darülmualilmini" çok geçmeden kurulup "Gazi
Terbiye Enstitüsü" adı altında Ankara'da hizmete girmişti.
Atatürk
Türk sporunun ilk öğreticilerinin yetiştirilmesi konusunda da acele
göstermişti. Beden Eğitimi öğretmeni yetiştirecek okul tesis edilmeden
önde Çapa Muallim Mektebi'nde bir kurs açılmış ve bunun başına da
Avrupa'da beden eğitimi öğrenimi yapmış bulunan Selim Sırrı Bey
(Tarcan) getirilmişti. Bu arada bayan beden eğitimi öğretmeni
yetiştirmek üzere de İsveç'ten iki bayan öğretim üyesi getirtilmiş
bunlar da Çapa Muallim Mektebi'ndeki özel kurslarda görev alarak kız
öğrencileri yetiştirmişlerdi.
Atatürk bu konunun üzerinde büyük bir
titizlikle durduğundan bunu da yeterli görmedi. Öğretmen adayları
arasında dokuz aylık kursta başarı gösterenler ihtisasta bulunmak üzere
Avrupa'ya gönderildiler. Atatürk bu kurslara subayların da
katılmalarını özellikle arzulamıştı. Bu nedenle kursa katılıp başarı
sağlayan subaylar da Askeri okullarda modern beden eğitiminin ilk
tatbikatçıları olabilmeleri için Avrupa'ya ihtisas eğitimine
yollanmışlardı.
8 Ocak 1925 tarihli "Vatan" gazetesinin birinci
sayfasında yayınlanan bir haber fotoğraf bu konuda değerli bir
kanıttır. "Avrupa'ya Tahsile Gidecek Gençlerimiz" başlığı altında
yayınlanan bu haberin sadeleştirilmiş hali şöyledir:
"Maarif
Vekaleti tarafından muallimlik tahsil edilmek üzere birkaç gencin
Avrupa'ya gönderilmesinin kararlaştırıldığını yazmıştık. Yapılan
müsabaka imtihanında muvaffak olan gençlere dün yollukları verilmiştir.
Bunlar üç Güne kadar Avrupa'nın muhtelif şehirlerine gideceklerdir. Bu
gençlerden Vildan Aşir ve Suad Hayri Beyler BedenEğitimi tahsili için
Belçika'nın Gand şehrine; Ulvi Cemal ve Cezmi Rıfkı Beyler Musiki
tahsili için Paris'e Sadi Bey Ulum-u Tabiiye Tabii Bilimler tahsili
için Berlin'e Muhiddin Sebati ve Refik Bey'ler de Resim tahsili için
Paris'e gideceklerdir."
Bu gençlerden Sadi Irmak ve Suad Hayri
Ürgüplü daha sonra tarafsız Başbakan olarak devlet hizmetinde bulunan
kişiler olacaklardı; Vildan Aşir Savaşır da uzun yıllar Beden Terbiyesi
Genel Müdürlüğü yapacaktı... Ankara'da kurulan "Gazi Terbiye
Enstitüsü"nün beden eğitimi bölümü için Almanya'dan Kurt Dainas adına
bir uzman öğretmen getirilmişti. Kurt enstitünün Beden Eğitimi bölümünü
faaliyete geçirdi. Bu sırada ihtisas için Avrupa'ya gönderilmiş bulunan
Asker ve sivil beden eğitimi öğretmenleri de yurda döndüklerinden genç
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Beden Eğitimi öğretim kadrosu oluşmuş oldu.
Türk
sporunun temelini oluşturacak bu beden eğitimi ve spor uzmanları
konusunun bu yolla halline çalışırken Türk sporu da ciddi olarak ele
alınmıştı. "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" Türk sporunun ilk resmi
örgütü olarak faaliyete geçmiş durumdaydı. Bu örgütün durumu Bakanlar
Kurulu'nun 16 Ocak 1924 tarihli toplantısında ele alındı. Ali Sami Bey
(Yen) tarafından örgüt adına verilen dilekçe üzerinde görüşmelerde
bulunan Atatürk başkanlığındaki Bakanlar Kurulu 170 sayılı kararıyla
Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nı "Türk gençliğinin terakki ve
tealisine hadim ve kayd-ı menfaatten tamamen azade olduğu ve her
memlekette İdman Cemiyetleri'nin bu surette telakki edilerek her türlü
himayeye mazhar bulundukları cihetle" kaydı ile "menafii umumiyeye
hadim cemiyet (kamu yararı dernek)" kabul edilmişti. Bu kararla
Türkiye'de devlet ilk kez spora ve sporcuya yardım eli uzatmış oluyordu.
Böylece
Başvekil İsmet Paşa'nın kısa bir süre önce Türkiye İdman Cemiyetleri
İttifakı Reisi Ali Sami Bey'e: "Hükümete güvenin bütçeye spor için
tahsisat konulacaktır" şeklinde verdiği sözün ilk bölümü de yerine
getirilmiş oluyordu.
Türk sporunun iki büyük örgütünün "Türkiye
İdman Cemiyetleri İttifakı" ile "Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi"nin
başında bulunan iki değerli spor adamı İttifak Başkanı Ali Sami (Yen)
ile Komite Genel Sekreteri ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin
Türkiye Temsilcisi Selim Sırrı (Tarcan) biraraya gelip Türkiye'nin 1924
Paris Olimpiyat Oyunları'na katılmasının gerektiğine karar verdikleri
zaman Türkiye Cumhuriyeti henüz ilk aylarını yaşıyordu. Avrupa'nın en
güçlü devletlerine karşı yaptığı savaştan yeni çıkmış muzaffer
Türkiye'nin spor dünyasının bu en büyük gösterisine katılmasında yalnız
sportif açıdan değil politik bakımından da büyük yarar olacağı
muhakkaktı.
Ancak ne İttifak ne de Komite böylesine bir masrafı
karşılayabilecek parasal güce asla ve asla sahip değillerdi. İkisi
biraraya gelseler bile bu masrafın Altından kalkabilmelerine imkan
yoktu. Bu konuda hükümetten yardım istenmesini uygun gördüler. Genç
Türkiye Cumhuriyeti de parasal yönden ciddi bir sıkıntı içindeydi.
Böyle olmasına rağmen Atatürk'ün emir ve direktifleriyle Türk sporu
için bu yardım yapıldı. Yine aynı tarihi (16 Ocak 1924) taşıyan
Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile 1924 Olimpiyat Oyunları hazırlıkları
için ve "şimdilik" kaydıyla 17 bin lira Türkiye İdman Cemiyetleri
İttifakı Merkez-i Umumisi emrine verildi. Bu kararnamenin altında
Bakanlar Kurulu üyeleriyle birlikte Cumhurbaşkanı olarak da Gazi
Mustafa Kemal'in imzası bulunuyordu.
Böylece genç Türkiye
Cumhuriyeti 1924 Paris Olimpiyat Oyunları ile en büyük spor
organizasyonunda ilk kez temsil edilmiş oldu. Türk sporcuları Atletizm
Bisiklet eskrim futbol güreş ve halter dallarında dünyanın en seçkin
sporcularıyla yarışmak ve dünya sporunu yakından görüp tanımak imkan ve
fırsatını buldular.
Atatürk Ve Yarışları
Türk sporunda Atatürk'ün
adına düzenlenen yarışmalar ve futbol maçları ayrı bir anlam önem ve
değer taşır. Bunların arasında en eskisi 1927 yılından beri yapıla
gelmekte olan "Gazi Koşusu" at yarışıdır: Ve "Gazi Koşusu" bugün de
Türk at yarışı dünyasının en büyük ve en önemli yarışı niteliğini
korumaktadır.
Büyük Atatürk'ün Ankara'ya ilk gelişinin yıldönümüne
rastlayan 27 Aralık Günleri Ankara'da yapılmakta olan "Atatürk Koşusu"
yarışması da en eski organizasyonlardan biridir.
Her iki yarışmanın
Atatürk zamanından beri yapılmakta olması da bunlara ayrı bir önem ve
tarihi bir değer katar. Yarışçılık dünyamızdaki "Gazi Koşusu" ile Türk
atletizmindeki "Atatürk Koşusu" Büyük Atatürk'ün izniyle yapılmaya
başlandı ve onun ölümünden sonra da hiç aksamadan sürdürüldü. Bunların
dışında uzun bir aradan sonra futbolda son iki yıldır "Atatürk Kupası"
düzenlenmeye başlandı. Atatürk'ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım'larda
oynanan ilk turnuvada Fenerbahahçe Beşiktaş'ı 2-0 mağlup ederek kupanın
sahibi olurken son turnuvada Beşiktaş Galatasaray'ı 2-1 yenerek kupayı
müzesine götürdü.
Atatürk Koşusu
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919
Günü Samsun'a çıktıktan sonra Anadolu içlerine doğru yolunadevam ederek
"Milli Mücadele" için çalışmaya başladı. Atatürk Sivas üzerinden
Ankara'ya geldiği zaman takvimler 27 Aralık 1919'u gösteriyordu .
Mustafa Kemal o Gün Saat tam 15.05'de Dikmen sırtlarındaki Kekliktepe
mevkiinden aşağıda uzanıp giden tipik bir bozkır kasabası olan
Ankara'yı ilk kez görmüştü. Mustafa Kemal bu bozkır kasabasını
başlattığı "Milli Mücadele" nin merkezi olarak seçmişti . Vatanın
kurtuluşuna gidecek yol buradan çıkacaktı...
İstanbul'dan ve yurdun
dört bir yanından gelen millet temsilcileri burada Mustafa Kemal'in
etrafında toplandılar. Mustafa Kemal burada Büyük Millet Meclisi'ni
kurdu. Milli Mücadele bu fakir bozkır kasabasından yönetildi.
Sakarya'larda İnönü'lerde ve düşmana son darbeyi indiren Büyük
Taarruz'da Ankara hep çarpan kalp ve düşünen beyin oldu....
Büyük
kurtarıcının Ankara'ya ilk gelişi de anılarda ve gönüllerde apayrı bir
anlam ve değer taşır. Bu yüzden Türk Spor Kurumu Atatürk'ün Ankara'ya
ilk gelişinin 17. yıldönümüne rastlayan 27 Aralık 1936 günü bu tarihi
olayı canlandıracak bir "Atatürk Koşusu" düzenlemişti. Bu koşu içinde
Atatürk'ten özel olarak izin alınmıştı. Yarışma O'nun Ankara'yı ilk
gördüğü yer olan Dikmen sırtlarındaki Keklikpınarı mevkii ile Ulus
Meydanı'ndaki Vilayet Konağı arasında olacaktı. Bu mesafe 10.800
metreydi.
27 Aralık 1936 günü yapılan ilk "Atatürk Koşusu" nu Ankara
Demirspor kulübü atletlerinden Galip Darılmaz 41 dk. 08 sn'lik
derecesiyle kazandı. Bu ilk koşu o gün başlayan bir geleneğin
başlangıcı oldu . O günden sonra 27 Aralık günleri Ankara'da yapılan
"Atatürk Koşusu" Türk atletizminde ve Türk sporunda güzel bir gelenek
halini aldı. O tarihten beri Atatürk'ün ankara'ya gelişinin her
yıldönümünde törenlerin yanısıra Atatürk Koşusu da yapılmaktadır.
1936-1938 yılları Arasında Bu Kupayı Kazananların Listesi ise Şöyle
1936 : Galip Darılmaz (Demirspor) 41.08
1937 : Şevki Koru (Ankaragücü) 38.12
1938 : Mustafa Kaplan (Demirspor) 36.49
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.pvpserverler.org
 
Atatürk'ün Spor Politikası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Metin2 Private Serverler, Metin2 Private Serverlar :: Pvpserverler Forum Aktüel :: Atatürk Köşesi-
Buraya geçin: