Karus ve El Morad arasında süren sonsuz savaşlarda birçok kahraman cesurca savaşarak öldü fakat hiçbiri Ronark’ın cesareti ve gücüne asla sahip olamadı. El Morad’ın en güçlü büyüleriyle donatılmış bu korkusuz kahraman, savaşlara her zaman en önde atılarak “Logos İçin!” diye haykırmasıyla tanınırdı. Ronark, karşısında durmaya çalışan tüm ahmaklara eşsiz büyülerinden tattırıp, onları bir daha dönmemecesine yok edebiliyordu. Fakat en güçlü kahramanlar bile ölümlü vücutlarıyla bazen kaybetmeye mahkumdur.
Bu korkusuz kahramanın sonu olduğuna inanılan topraklar onun anısına “Ronark Toprakları” olarak adlandırılmıştı. Ancak herkesin bildiğinin aksine aslında Ronark yok olmamıştı! Tanrı Akara, Ronark karşısında çaresiz kalan Tuarek’leri izledikçe hiddetlenmiş ve Ronark’ı savaş sahnesinden kaçırarak sihirli bir küreye hapsetmişti. Ronark çaresizce tanrısı Logos’tan yardım dileyip durdu fakat haykırışları sanki sağır kulaklara gidiyordu. Her ne kadar Tanrısı O’nu terketmiş gibi gözüksede, Ronark’ın yüreğinde Logos için sakladığı inanç asla kaybolamazdı. En sonunda, bir gün Logos Ronark’ın rüyasında bir siluet olarak belirdi ve Ronark’ı içinde hapis tutulduğu sihirli küreden kurtulabilmesi için gereken büyüyle besledi. Aradan geçen uzun zamandan sonra, Ronark en sonunda sihirli kürenin tüm enerjisini içine çekebilmiş ve Akara’nın zulmunden kendini kurtarabilmişti. İçinde bir Tanrı tarafından bahşedilmiş en güçlü büyüyü barındıran Ronark artık bir ölümlü vücudundan sıyrılmış ve kendini yepyeni bir Tanrı olarak bulmuştu.
Bugün, Ronark Topraklarında sonsuz savaş tekrar canlanıyor. El Morad ve Karus ırklarını birşey sanki tetikliyor. Dökülen kanların üzerinde eşsiz şekilde yankılanan bir ses, herkesin kulaklarında şu sözlerle çınlıyor:
“Hazır ol Akara! Senin hilelerin beni savaşımdan kopardı ve senin büyün bugün beni bir Tanrı yaptı! Carnac, şovalyerin artık yeni bir Tanrısı var! Bugün herkes yerini almak ve savaşmak zorunda!”